X

Evlilik Sorunları – Hata Kimde

Evlilik Sorunları – Hata Kimde

Evlilik içindeki en büyük çıkmazlardan biridir “Hata Kimde?” sorusu. Çiftler kendi duygu ve düşüncelerinde %100 haklı olduklarını düşünerek, empatiden uzak bir anlayış sergilediklerinde bu soru dinamit görevi görmeye başlar. Aslında ilişkiyi baltalayan soru değildir. Verilen cevaptır. Sürekli olarak eşinde ya da sevgilisinde hata bulma ve suçu karşısındakine atarak kendini koruma eğilimi pek çok
gerçeğin önündeki duvardır. İlişkiyi yürütmek ve canlı tutmak için bu soru elbette ki sorulmalı. Ancak, cevap konusunda da samimi ve dürüst davranılmalıdır. Bu ve buna benzer yöntemlere “Kocanın Kalbine Gir” isimli e-kitapta yer verilmiştir. Dileyenler buraya tıklayarak kitabı inceleyebilirler. Biz konumuza kaldığımız yerden devam edelim.

 Kocam mı? Ben mi Hatalıyım?

Gerçekte kim hatalı? Kocanız herhangi bir konu hakkında sizinle aynı fikirde olmadığını söylediğinde onun tamamen yanıldığını kabul edip, hemen ikna etmeye çalışıyor musunuz? Bu tür davranışlar belkide siz farkında olmadan aranızda soğuk rüzgarlar estiriyor. Şu anda dünya görüşleri biribirinden farklı olan onlarca çift mutlu bir hayat sürebiliyorlar. Aynı dünya görüşüne sahip, olaylara aynı pencereden bakabilen yüzlerce çift ise mutsuz bir ilişki içindeler. Peki bunun nedeni ne? Neden çitfler bir arada birbirlerini anlayarak mutlu olamıyorlar. Bunlarla ilgili ip uçlarına buradan ulaşabilirsiniz.

Neden Kocam Benim Gibi Düşünmüyor?

Oldukça karmaşık gibi gözüken bu problemin cevabı aslında siz de gizli. Herşeyden önce farklı cinselerin farklı hayat görüşleri ile yoğrulduklarını kabul etmek gerekir. Bu aşamadan sonra insanın aklına hemen şu soru geliyor. “Peki nasıl oluyorda ilk tanıştığınız ya da ilk çıktığınız günlerde tüm düşünceleriniz aynı olabiliyor?” . Aynı anda aynı kelimeleri söyleyip, kimi zaman bu durumu utangaç gülümsemelerle karşılayıp kimi zaman kahkahalar atıyordunuz. Ne oldu peki ne değişti de şimdi çoğu zaman birbirinize tahammül edemez bir hale geldiniz? İşte bu sorular durumu değerlendirdiğinizi ve tedbirler almak istediğinizi ortaya koyuyor. En azından olanın bitenin farkındasınız. Kocanız bu durumun ne kadar farkında? Cümlelerime erkeklerle kadınların farklı yapılarda olduklarını ortaya koyarak başlamıştım. Evet erkekler genellikle bu durumların farkına varmazlar. Ancak “Ayrılalım” “bu böyle olmuyor” gibi cümleler sarf edildiğinde bazı şeyleri anlamaya başlarlar. İşin daha dramatik yanı ise bu cümleleri duyan erkekler durumunu önemsememiş gibi gözükerek meselenin “BÜYÜMESİNİ” engelleme yoluna giderler. İşte onları bu konularda uyandırmanın farklı yolları var. Bence “Neden Kocam Benim Gibi Düşünmüyor?” sorgulamasını yapmak yerine, onu ilişkinin iyi gitmediği konusunda “Düşündürmek” ve “Farkına varmasını sağlamak” en önemli nokta gibi duruyor. Bu yazdıklarımdan erkeklerin duygusuz, düşüncesiz, aile ilişkilerine değer vermedikleri anlamlarının çıkmasını kesinlikle istemiyorum. Sadece bu konularda biraz daha “Duyarsız” olduklarını söyleyebilirim.

İlişkinin bir anda kopma boyutuna geldiğini düşünmek bence biraz hayalciliktir. Hiç bir ilişki bir anda kopma noktasına gelmez. O ilişkiyi bu noktaya getiren olaylar, belki küçük olduklarından belki de önemsenmediklerin hatırlanmazlar bile. Ama orada dururlar. En ufak bir olay yaşandığında karşı tarafa fırlatılmak üzere bekleyen oklar gibidir. Her geçen gün üstü örtüldükçe uçları sivriltilir. En ufak tartışmada karşı tarafa fırlatılır. Ve inanın ki her kullanıldığında derine batmalarına rağmen daha az can acıtır. Çünkü; “Hep aynı şeyler” kategorisine girmeye başlamıştır artık. Siz ya da eşiniz eskiden kalan hesaplaşmaları ortaya döküp karşı tarafı suçladıkça, söylenenlerin ne bir etkisi kalır ne de bir anlamı. O zaman ne yapmalı? İlişkiyi delik deşik ettiğiniz bu okları karşı tarafa atmak yerine ilişkinizin mutluluğunda eritin. Bugüne kadar denediniz ve “Dırdırlandınız”. “Dırdır” diyorum, artık bunların eşiniz için dırdırlanmaktan bir farkı kalmadı. Bu cümleleri duyduğu anda otomatik olarak kendini kapatıyor ve kulağına “dırdır”dan başka hiç bir şey ulaşmıyor. Dolayısı ile ne beynine ne de kalbine yaklaşmıyor bile.

Bir sonraki yazımda bu konularla ilgili 3 adet tavsiyede bulunmak istiyorum. Ama önce yazımın başında belirttiğim “Kocanın Kalbine Gir” isimli e-kitabı okumanızı tavsiye ederim. Benim bu yazıları yazmamda bana ilham kaynağı olan kitabı okuduğunuzda eminim ki sizde farklı bir bakış açısı kazanacaksınız…

Benzer Konular:

Halime: